
Küresel arenada Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasındaki ticari gerilimin yumuşaması ve diğer jeopolitik risk faktörlerinin hafiflemesi, değerli metal altında belirgin bir satış baskısı yarattı. Bu gelişmeler, altın fiyatlarında gözle görülür bir geri çekilmeye yol açtı. Peki, bu düşüş eğilimi devam edecek mi? Özellikle yerli yatırımcıların altına olan talebi aynı kalacak mı? Piyasanın yakından takip ettiği bir uzman isim, merkez bankalarının stratejik altın alımlarına işaret ederek, altının ulaşabileceği olası dip noktalar hakkında çarpıcı tahminlerde bulundu.
Ekoturk.com'dan alınan habere göre; Çin ile ABD arasında gümrük tarifeleri konusunda yürütülen müzakerelerden gelen olumlu sinyaller, Hindistan ve Pakistan'ın ateşkes anlaşması yapması ve Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin sürmesi gibi faktörler, güvenli liman olarak görülen altının cazibesini azalttı.
Daha önce tırmanan gümrük tarifesi endişeleri ve jeopolitik belirsizliklerle ons başına 3.500 dolara kadar yükselen altın, bu gelişmelerin ardından gevşeyerek şu sıralar 3.240 dolar seviyelerinde denge bulmaya çalışıyor. Yurtiçinde ise gram altın fiyatları 4.000 lira sınırına kadar yaklaşmıştı.

Peki, yatırımcıların aklındaki soru: Altındaki bu geri çekilme sürecek mi? Özellikle yerli yatırımcının altına olan ilgisi devam edecek mi? Bu soruların yanıtını ararken, EKOTÜRK TV’de yayınlanan bir programda görüşlerini paylaşan Pusula Portföy Genel Müdürü Ayşe Aydın, dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu ve özellikle merkez bankalarının altın rezervlerini artırma stratejisine vurgu yaptı.
Altın Fiyatları Daha Fazla Geriler Mi?
Ayşe Aydın, "Altında merkez bankaları ciddi miktarda alım gerçekleştirdi" ifadesini kullanarak, özellikle Çin'in ABD'nin 10 yıllık tahvillerini elden çıkararak döviz ve dövize dayalı varlıklara yönelme eğiliminde olduğunu vurguladı. Aydın, konuya ilişkin şu detayları paylaştı: "Ons altın fiyatı 3.500 dolar seviyelerinden 3.200 dolarlara kadar bir düşüş yaşadı. Ancak, özellikle Çin Merkez Bankası'nın bilançoları göz önüne alındığında, altının 3.000 dolar seviyesinin altına inmesine izin vereceklerini düşünmüyorum. Piyasa gözlemlerimiz, 3.200 dolar seviyesinin bir taban, yani potansiyel bir alım bölgesi olarak şekillendiğini gösteriyor. Fiyatların yeniden 3.500 dolar seviyelerine tırmanması, politik tansiyonun düşmesi ve uluslararası raporların etkisiyle gerçekleşti. Fakat önümüzdeki süreçte bu fiyat aralığında dalgalı bir seyrin devam etmesini bekleyebiliriz."

Aydın ayrıca, "Eğer önümüzdeki 90 günlük süreçte Çin ile ABD arasındaki tarife anlaşmasında yeni bir anlaşmazlık veya gerginlik ortaya çıkarsa, bu durum altında yeni bir yukarı yönlü hareketi tetikleyebilir. Ancak böyle bir gelişme yaşanmazsa, altının mevcut seviyelerde dalgalanmaya devam etmesi daha olası görünüyor" şeklinde ekledi.
Kaynak: ekoturk.com